20090129

volume 2


eveet yeniden gelmis bulunuyorum.bir onceki yazimdan sonra aile ahalisi ve dayimla frankfurtta cılgınlar gibi gezdik(!).hayır boyle dedıgıme bakmayın aslında o kadar da kotu degildi.burası kutu gibi,aşırı bi düzen var,demiş miydim?yollar birbirine paralel ve birbirine dik!trafik o kadar düzenli ve yollar o kadar geniş ki,15milyonluk nüfuslu istanbulda bu kadar geniş yollar yokken,650bin nüfusluk frankfurtta yollar hayvan gibi!ve inanılmaz derecede türk var,sürekli türkce konusan insanlar;kafelerde veya bi markette çalışanlar türkce bilir,ya da zaten turktur,yolda birine bi sey sorarsınız (bkz fotografımızı cekebilir misiniz) türk çıkar..bunun gibi bir suru olay daha:)

ilk cıktıgımız gun alısverıs merkezlerini talan ettik;elektronik aletler acayip ucuz!8gb'lık cillop gibi ipodları 70 euroya bulabiliyosunuz!bazı seyler de acayip pahalı mesela pil,4 tane pil 6 euro!bunlar meselalar.

dun de ablamla ben yalnız dolaştık,sokak sokak gezdik,fotograf cılgınlıgı yaptık ki donunce istanbula hepsini koycam feysbuka ehe:)

sonra da tüm frankfurtu gören bi yerde oturduk bira içtik.buranın birası efese cok benziyo,hiç yadırgamadım:)

bugün kilise falan dolaştık.

şuna belirtmem gerekir ki burası kesinlikle tarihi,gezilecek bi yer değil.göreceğiniz en buyuk sey heralde her yerde bisikletle gezen insanlar ya da sürekli skate yapan kaykaycı cılgın gencler=)

yani ben bu kadar modern beklemiyodum (bkz. 285 mlik gökdelenler)

o nedenledir ki en fazla mimarisi harika olan kiliseleri gezebilirsiniz ya da alışveriş merkezlerini.

binaların mimarisi çok güzel,evler çatısız genelde.

sonra büyük caddelerden birinin bi arka sokağı genel evler ve sex shoplarla dolu.yani gündüzün 3ünde bile insanlar hiç utanmaksızın o evlere girip sırıtarak ayrılabiliyo ehue=)hele bi tane ev var,o harika bi şey;balkonlarında seksi kadın heykelleri ve erkek müşterilerin heykelleri var =)eh resim de hak getire bu evin fotosudur.

bugün de efenime soyleyim cok ucuz iki cizme aldım allaam cennet mi ne:D
neyse yawww biraz da tanımadıgım insanların blogunu kurcalıyım yeter bu huh

20090126

volume1

evet bugun frankfurtun ilk gunu.henuy disariyi gormedim,ama onu da yapcam elbet :)
uzun uzun anlatcam ama henuz bi sey yapmadim ve usenmiyo da degilim hani...
evet dun ilk defa ucak yolculugu yaptim.eglenceli bir yolculuktu benim icin ama oyle ahim sahim degil,insanlar neden abartir ki ucak yolculugunu.ucak beklerken,valiy verirken.ucaktan inince,kontroller yapilirken ve valizleri alip ayrilana kadar cok tatli bi arkadas edindim kendime.adi zeynep,alti yasindaymis.normalde sinir oldugum bi yastir ama bu kiz dunya harikasi bi sey.zeynep,uykusunu boldugu icin anaokulunu birakmis,ogrendigime gore.tanismamiz da onun oyun hamurundan bize borek yapmasiyla gerceklesti zaten.ucaga binene kadar cilginlar gibi muhabbet ettik:)hizmamla ilgili konusmanin uzerine gobegine kocaman bir ejderha dovmesini istedigini ogrendim :)cok sirin degil mi:)ucaktan inince sarilisini gormeliydiniz,sanki yillardir gorusmeyen iki dostmusuz gibi sarildi bana.zeynep de boyle,sirin mi sirin bi kizdi iste.dayim aldi bizi ve 3 saat sonra tekrar havaalanina gittik.ablam gelmisti!!!!uzun bekleyisten sonra buyuk kavusma da gerceklesti.gece erken yattik uyuduk(saat 4 olmamisti).iste simdi de sanirim hazirlanma zamani falan.bu arada blog,ablamla 2-3 gunlugune amsterdama gitme ihtimalim var!!!ruyam gercek mi oluyo ne?!...

20090124

ne berbat bi gun!..oysa ki sabah kalktigimda ne kadar da mutluydum.simdiyse dunyanin en igrenc ozel(!) yurduna 5 aylik bi senet imzalanmis bi sekilde,mutsuz,sinirli ve mutsuz ve mutsuz bi sekilde oturuyorum.hayatimdan da,okuldan da,istanbuldan da,evden de,ailemden de,kendimden de,oooooooooooooofffffffffffffffff

20090122

zaman(!)

gecen gunlerde dusundum,hani hep bi sey soylenir;gune nasi baslarsan oyle devam eder ve ben bunu dusundum:o gun gune nasi baslamistim?uzun bi sure dusundum hem de,yaklasik bi on dakika kadar mutlu mu sinirli mi uzgun mu uykusuz mu enerjik mi bitkin mi,nasi baslamistim?sonra fark ettim.ben gune uyanarak baslamistim o gun.evet kulaga ne kadar basit gelse de bu cevabi bulmam on dakikami almisti.
daha sonra her zamanki gibi hazirlandim ve okula gitim-dersleri kacirmamaliyiz!yolda giderken -ki tam bir saat-bunu dusunmeye devam etmem icin yeteri kadar vaktim olacakti ne de olsa ve ben de oyle yaptim.bunu dusunmeye devam ederek yola koyuldum.
yolda giderken bir yandan da insanlari inceliyordum,aslinda sayilari gercekten azdi o sali sabahinda.otobus duragina vardigimda bu yargimin ne kadar da yanlıs oldugunu kanitlarcasina insan surusuyle karsilastim.her zamanki gibi herkes telas icindeydi ve otobusunu bekliyordu.genel olarak kaldigim yerde orta yaslilar ve lise ogrencileri bulunmakta,ki bu da telas icinde olmalarinin temelinde yatan nedendir.yani uni gibi aman derse girmesem de olur gibi bi rahatliklari yoktur.
sonra uskudar otobusum geldi ve bindim.o saatte tabi ki yine tikis tikisti;sanki tum anadolu yakasi avrupa yakasina hucum ediyordu!ama ben yilmadim ve o sIkIsIkLIgIn icinde otobuse bindim.herkesle burun buruna oldugumdan mutevellit dusunmeyi planladigim konuyu bir turlu aklima getiremedim.hala farkinda degildim gune aslinda uyanarak baslamanin ne kadar kotu oldugunun.
yirmi dakikalik otobus yolculugundan sonraki o on dakikalik yuruyusumde ise tek dusunebildigim sey aslinda sadece adimlarimdi;rahat rahat attigim adimlarim.
besiktas vapuruna bindim sonra.hava muthis soguk aslinda ama tinmadim,asilik yaptim ve ust kata ciktim.bu sefer de manzaranin guzelligi beni dusunmekten alikoydu.baktim da baktim.belki milyonuncu kez fark ettim:istanbul cok guzel bir sehir(bunu en belirgin fark ettigim gun kesinlikle sabahin alti bucugunda taksimden ortakoye yaptigim uzun yuruyustur).
bes dakikalik kisa manzarali yolculugum da bitmisti ama bu sefer de otobuse mi binsem yoksa okula yurusem mi diye dusundum.hava soguktu ama ortakoye otobusle gitmek bir uskudar otobusu faciasi daha yasayacaktim.ben de yurudum.ama o yolda da yolun guzelligi,cıraganin kapisi,besiktas anadoludakilerin bahcede kosusturmasi,sonbaharda sararmis dokulmus yapraklar,ciplak agaclar,yani kisacasi beni buyuleyen o yol beni dusunmekten alikoydu.
denizcilik meslek lisesini de gectikten sonra saatime baktim ve daha derse 5 dakikamin oldugunu gordum ve solugu deniz tarafinda buldum;evet sicak cikolata aldim kendime sabahin o soguk saatinde beni isitmasi icin ve sigarami yaktim deniz kenarindaki banklara oturdum ruzgara ve kiyiya carpan dalgalara inat.yine manzaraya dalmistim iste.arada deniz analarina bakip onlara aciyordum ama keyfime yine de diyecek yoktu.biraz gecikmeyle tunelden gectim ve kara tarafindaki sinifima girdim.bu sefer de ders telasi basladi,ve ben yine konumu dusunemedim.
sonuc olarak (bu yazidan cikarmaniz gereken anlami kendim aciklamaya karar verdim) o kadar cok gunluk seylere dalip gidiyoruz ki ne yaptigimizin aslinda farkinda degiliz.dusunemiyoruz.cunku dusunecek tek vaktimiz olan yollari da ya manzara ya sIkIsIkLIk o sureyi bizden alip goturuyor.iste buydu anlatmaya calistigim.

karnibahar ve sinirlenme durumu arasindaki dogru oranti

offf...bogulmak uzereyim.cok canimi sikmaya basladi artik ya yeter!bunalim donemlerimin(bkz. ergenlik) muzigini dinlemekten de sIkILdIm ayrica her seferinde.
ev igrenc kokuyo,annem berbat bi yemek yapiyo,ne oldugunu bilmedigim.karnibahar falan gibisinden bi sey heralde,soylemisti bana ama unuttum.ve bu koku benim sinir oranimi daha da artiriyo.
ama sunun farkindayim,50 yasima geldigimde de ayni sorundan cekicem.yani demem o ki ailem hatyatlarini devam ettirdigi surece (annem ve babam burda kastim aileden).hayir devam ettirsinler bu beni gercekten mutlu ediyo.ama uzaklarindayken (ki uzak yakin fark etmiyo hep ayni sey yaptiklari) bi nebze daha rahat olabiliyorum en azindan.
bogazim dugum dugum sevgili okuyan ama aglamak istemiyorum makyaj yaptim.bu durumda aglayinca oldugumdan daha bile cirkin olcam -tabi ne kadar dahasi varsa.
aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaagggggggggggggggggggggghhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh
evet aynen boyle bagirmak geliyo icimden.rayt naaawwww

-

nedir bu sürekli bi tanri'ya yakarma hali aylin hanim?isine gelince inanmazsin.ama 'allah korusun'lari ya da 'allah belani versinleri' iyi bilirsin.
yoksa surekli bi siginma ihtiyaci mi duyarsin? 'Yoksun ama var olsaydin sana bunlari derdim ' deil tabi ki bunlari soylerkenki dusuncen.sadece senin acizligin.hatta ilkoulda (7. 8. sinifta falan) sirf bu acizlikten -bi seye inanmis olma icgudusunden- dolayi reenkarnasyona inanmadin mi?
evet,aynen boyle yaptin.
bahanelere siginma simdi.yok,buyutulme seklinden kaynakli,alismis agzimiz bu laflara 'lar , yok efendim,insanlar bunu duymak istiyo yoksa benim ne işim olur 'lar...iste kocaman bir yalan.
amacim dine girmek ya da dini yargilamak deil aslinda.amacim herkeste en az bende bulundugu kadar bulunan bu inanmaya olan ihtiyacin varligini soylemek.tabi,ne kadar inanirsiniz ben bilemem ya da karisamam.ama sunu diyebilirim ki,bu bir gereksinimdir ;luks degil.
yani inanmamak bile bir inanctir (ne klişe bi laf).
of devamını getirmiycem
sunu diyerekten de kapatcam bu konuyu:
subhaneke.dinimiz.amin.

20090121

to be or to be

yorgunum ben.temel anlamda yorgun.gozlerim surekli bi kapanma cabasi icerisinde.tamam kapatiyim sorun degil hep yapiyorum.ama sonrasinda yine acilcaklar ve yine yorgun olcam.degisen bi sey olacagini pek zannetmiyorum acikcasi.
yarin suruyle isim var.istanbula donmeden (ki iki hafta sonra donecegim tekrar aslinda) burda bitirmem gereken seyler var.ah bi de akraba ziyareti bunu unutmusum.
yapmam gereken odevler de hala durmuyo degil aslinda.ama halim yok,dedim ya yorgunum.
5 ay oldu ama hala ne bir yurt ne de bir ev.besleme olmaktan sIkILdIm.eve ciksam da rahatlasam keske.boyle taksim civari ne guzelolurdu be.okuluma cok uzak da degil oyle.evet evet super olurdu.ama ev arkadasim yok,tek basima cikamam ki.ben kucugum kucuk bir kiz cocugu,tek basima nasi cikayim.yine de umudum var.umarim bu umut eyleme donusur zira fiilen gerceklestirmek super olurdu be sanal gunluk.
cidden uykum geldi.saat daha bir bucuk olmadi.az kaldi ama olmadi.yakinda o da olur.umudumu kesmemeliyim.olcak olcak.elbet bir gun.ev arkadasi da bulcam,ev de,odevlerimi de yapcam,derslere de tam gircem,bogazda sicak cikolatami icicem sonra da yorulmucam.sonra da evimden cikip kucuk beyogluna ya da muskule,evet muskul'e gitcem.sonra muskul 2. evim olcak.oooh,iki tane evim oldu bu uc bes satirda gordunuz mu?=)
nelere kaaadirrr.
of yeter be sIkILdIm.hamlamisim.son 5 aydir defterime de sadece 2 kez yazmisim onu fark ettim.eh bundan dolayi da yetenek (!) gitmis,sacmalamaya donmus.hadi hep beraber sacmalayalim o zaman.herkesin ucuncu bacagi ciksin.kovalamaca oynayalim.zor olurdu tahminen.zor kelimesini gercek anlamda kullandigimi da belirtmek isterim.
11 dakika kaldi.tik.tak.tik.tak.
o zaman haydi hep beraber amuda kalkiyoruz !

hakan kursun-bocek

Sonunda aynada beyaz saçlar
Sonunda sen ve ben uzaklarda
Dünyayı farklı bir perspektiften görmek isterim
Dünyayı ve suyun altındaki canlıları, görünmeyen
Yıldızları
Dünyayı farklı bir perspektiften izlemek isterim
Dünyayı kanatlarımı açmadan
Sonunda
Takip ederken bu anın belirsiz sonrasını nasır tutmuş gözlerim
Elektronik kültürün eseri olan ben
bir alevin gölgesine sığınıyorum
gözlerim yorgun kulaklarım yorgun
Mum ışığına davet ederken hayallerimi
sevgiyi ve aşkıTatmadan güne atla diyen karanlığın pisliğinden uzak durmalıyım
Kanatlarımı açmadan
Dünyayı farklı bir perspektiften görmek isterim
Uyum içinde
Bir Adım özgürlük parayla satılıyor
Sahil cehenneme çevrildi
Geçitlere ağ gerildi
Küçük insanların küçük hesapları bir devi çökertti
Evler eğrildi
Diller kavruldu
Aşk yasakları sardı bütün ülkeyi ve gece kayboldu
Bir çivi çaktılar yedi kişi
Bir kuyu doldurdular on kişi
Geçmişi unuttular şimdiyi unuttular
Küçük çıkarları için
Şimdi saklanıyorlar
Bir gökkuşağının sonunda
Sonunda
Aç, açÇiyee
Bütün dünyayı farklı bir perspektiften görmek için
Sonunda

20090120

sevgili gunluk =)

ah be canim cicim blog.bugun piéce de theatre izledim:sivas 93.ne de guzeldi o.yani olayi belgeselleriyle gayet susuyla busuyla izledigim halde bu oyun sanki hic bilmiyormusumcasina izlettirdi kendini,o dereceydi.
ama ben sana bugun ondan bahsetmiycem.neyden bahsetsem diye yorcam kendimi.bi sure kasarim ondan sonra bi cumle yazarim ve devami gelir diye dusunmekteyim.
aslinda yapmam gereken saatlerce bu blog denen seyin basında durmak yerine odevlerim olmalıydı.ne de olsa pazar gununden hatta cuma aksamindan itibaren yapamicam ulke sinirlari icinde olmayacagimdan mutevellit.ama icimden de gelmiyo acikcasi,yani boktan bi durum.
tam bu noktada bu yazinin bir gunluk ornegine donustugune yemin edebilirim aha buraya yaziyorum(parmak yalanir ve masaya surulur ooekk).o zaman tam bu noktada yazi bitmeli.baslamadan bitmeli.bitmece.

20090119

ruya

gecenlerde bir ruya gordum;isin garibi ayni ruyayi iki kez gordum.
ruyam o ki:
en yakin arkadasim zehra ile ben (ki ben de asli) zehranin meraki uzerine beyogluna,galatasaray lisesine giriyoruz.ama lise o gun ne hikmetse kapali ve biz de arkadaki duvardan lisenin icine pencereden giriyoruz.girdigimiz ilk oda buyuk kocaman otesi bir oda ama sadece bir yer yatagi,daginik bir yorgan ve yastik var.anlam veremiyoruz,diger odaya geciyoruz.diger oda ise bombos.tam o odadan cikarken biraz onceki yatagin sahibi bizi buluyor ve kovaliyor.bu zamana kadar okul bombosken biz okulun dis kapisindan kosarak ciktiktan sonra birden ogrenciler tenefus yapiyor oluyor ne hikmetse.bir sekilde biz o kovalayan amcadan kurtuluyoruz.ciktigimda liseden ve uniden kiz ve erkek arkadaslarimla bir sekilde hep beraber olmus oluyoruz tam balik pazarinin onunde.biz orda dururken zeki alasya ve metin akpinari goruyoruz ve fotograf cektirmek istiyoruz.uc bes fotograftan sonra onlar gidiyor fakat tam bu esnada nevizadeden 4-5 kisi elinde zincirlerle bize dogru geliyor ve olay cikariyor.liseden bir kac arkadasim ve universiteden bir kac kisi disinda birden herkes korkup kaciyor ve 15-20 kisilik bir gurup olan biz birden 4-5kisiye dusuyoruz.sonra zincirli adamlar biz kizlara cesitli tacizlerde bulunmaya baslamisken iki seferinde de korrkuyla uyandigimi hatirliyorum.
cok korkunc bir ruya degil mi sizce de?bir tane daha var boyle okullu ruyam.onu en son gordugumde 4.kez gordugumun farkindaydim ama su anda hic hatirlamiyorum.
hatirlamak da istemem,sanmiyorum.korkunctu o da ayni bunun gibi.
en az bunun kadar demem daha dogru olur hatta sanirim.
ruyalarim hep acayip olmustur.hicbir zaman ruyamda her normal insan gibi uctugumu gormedim.beni ya ejderhalar kovaladi ya da polisler.ya da en iyi ihtimalle sadece kedilerin canli kaldigi dunyada tek insandim.ya da bilemediniz aile fertlerim oldu.olum iyi bir sey degil.
sonra ben de bir kalem olmaya karar verdim.bombos beyaz sayfalara yazdim da yazdim.hep oynatildim.ama artik ben kalem degilim;artik ben bir silgiyim.her seyi silip atarim hem de ne kolaydir o.

pilavin hikayesi

cok ilginc : bir an mutlusun -ve sonra poff!!!soner gider senin isigin da her yildiz gibi.yildizabenzetmek tabi ne kadar dogrudur bilmiyorum-cunku yildizlar sonsuzdur biz insanciklarin tam aksine.
sahi mutluluk neye baglidir ki?en fazla bir sise sarap,otesi yoktur mutlulugun.evet yanlis duymadiniz,mutluluk artik sadece bir siseye bagli.cunku aksi taktirde mumkun degil mutlu olabilmek.insanlari goruyorum hepsi mutsuz.surekli bir acele bir telas icindeler.surekli yetismeye calisiyolar bir seylere ama bilmiyorlar:imkansiz bir sey bu istedikleri!
neyse.konuma donuyum.cok ilginc:bir an mutlusun sonra poff!!sondun iste sen de her insan gibi zeynep hanim.zeynep hanim sabah erkenden kalkar ve gunluk islerinin pesinden kosturur.sonra da bir agirlik biner onun omuzlarina: artik ona agir geliyordur bu gunluk sikintilar,gunluk mutluluklar (sizofren aska meektup-cezmi ersoz [sadece son 9 kelime]).
en ufak bir soz bile ne kadar da degistirebiliyor bi insanin mutluluguna bugun yuz bininci kez tekrardan anladim.aslinda ufak degildi ama olsun.cogu seyin yaninda hicbir sey olmasindan mutevellit kendimi daha da kotu hissetmeme yol acti.
biraz once buz gibi pilav yedim.soguktu.ama hava kadar soguk degil.
bazen boyle acayip bir seyler oluyor.her sey bir anda tersine donuyor.sonrasiysa...
ben devrik bir goz yasiyim.
akitin beni icinizden.
icinizden geceyim..
TANRIM OLMEK İSTEMİYORUM.
henuz cok erken her sey icin.uyumak icin bile.her sey,her sey icin cok erken.

dalgayim ben fuuuu

icimden yazmak geliyor,uzun bir zamandir ilk kez hem de.ama ne hayatimda bir degisiklik,ne de iyiye ya da kotuye giden bir durum var.tamamen 'notr'um ve bu hissiyatsizlik ve bu duraganlik icimde kocaman bir bosluk yaratti:bir seyler yapma istegi.
cogu insana gecenin gec bir saatinden sesleniyorum,nerdeyse saat ucu vuracak.ama ha yarim saat once ha yarim saat sonra.zamanin artik bir anlami var mi?zaman bir seyleri degistirmedigi surece yok,yok iste.bu kadar basit her sey.
kollarimi dolamak istiyorum,sonra simsiki sarmak ve birakmamak.
birine karsi degil bu ozlem.sadece bir sey olsun istiyorum.bir sabah uyandigimda 'evet,artik boyle olmali her sey' diyebilmek.
tutanacagin bir dalinin olmasi.
ya da olmamasi.
bosluk.kocaman bir bosluk bu,gittikce buyuyen.
ben bunlarla cebellesirkense olen insanlar.
ama ben acim.simdi nolcak?hicbir yiyecegin gideremeyecegi bir aclik bu galiba evet.cunku ben her seyin tadini bir kasik corbada aldim.hicbir yemegin gideremeyecegi bir aclik oldugunu,o bir kasik corbada anladim.
bugun korktum ben.yine.insanlar beni artik korkutuyor.dengesiz insan(cik)larsa beni hem korkutuyor hem dehsete dusuruyor.
bazen ne istiyorum biliyor musunuz?bir dalga olmak.denizdeki ufak bir dalga.herkesin hayatindan bir seyler alip kiyiya atan bir dalga.dalga deyip gecmeyin,hepimizin vardir sesinde agladigimiz bir dalgasi.
ben devrik bir dalgayim.kimse beni tutamaz,tadamaz.hayatinizdan gecer giderim.size bir sey veremem belki ama cok sey goturenlerdenim.uzgunum.

yeni

yeniyim ben,ozentiyim.boyle her gordugunu yapmak isteyen,kucuk cocuklar olur ya,onlardanim ben iste.ben sizden degilim.ama benim.defter tutmak yordu,biraz da burayi deneyim.kimsenin okumayacagi bir yazi,ardindan biri daha, ve ardindan niceleri.keske yazabilsem ben de.artik cumleler kisa,artik anlamini yitirdi birer birer.ben devrik hatice'yim.