20090416

eskişehirde miyim ne?

yok ki yok ki

ilham geldi.yazcam evet hı hı.

20090412

of ki ne of

'zaman siler her şeyi' diye bi şarkısı vardır düş sokağı sakinlerinin.
2gündür kendime o kadar sinirliyim ki!..zaman bunu yavaş silecek sanırım.şunu da biliyorum ki sinirim ne kadar geç biterse o kadar iyi olacak benim için.çıkarmam gereken ders ise şu: kendine bu kadar sinirleneceğin şeyleri yapmaman.hayır duydugum bi pişmanlık kendi açımdan yok.sonuçta ben istemediğim bi şey yapmadım.sorun insanlarda.güvenilmezler.ondan ötesi var aslında ama burda anlatamam.
bu sinir halimi devam ettirmek istiyorum aslında.çünkü böyle yapmam gerekiyor ve tamamen benden kaynaklanan bir gereklilik.
hikayemi devam ettireceğim , sadece ilham bu aralar biraz uzakta benden.

20090331

hikaye vol 1

Dünya,henüz 16sında,sıradan genç bir kızdı.Gitmeyi seviyordu.Otobüs yolculukları -her ne kadar boynunu ağrıtsa da- en sevdiği şeylerden biriydi; tabii yalnız yolculuk yapıyorsa eğer.Yanında oturan cinsiyetdaşlarıyla muhabbet etmeye, onlara bir şeyler anlatmaya, hayatlarını öğrenmeye bayılıyordu. Kulaklığının birbirine dolanmasından nefret ederdi. Şehiriçi otobüslerde ayakta kitap okumak onun için apayrı bir heycan denilebilirdi. Gündüzleri de geceleri sevdiği kadar severdi, çünkü onun yaşama bağlılığı gece ile gündüz arasındaki farkı onun için tamamen kaldırıyordu. Tırnaklarını kestiğinde etrafa saçılmasından nefret eder, kesim işini bitirdikten sonra çöplerini hep sayardı; on taneler mi yoksa daha mı azlar? Özensiz ve dağınıktı, hatta bazen biraz da pis(oysa pisliğin ne sevilesi olur ne temizlenesi). Yaz ayını severdi. Konuşmak çok iyi yaptığı bir işti fakat anlatmayı sevmezdi. İçinde yaşamak onun için yeğdi. Kinci değildi, arada sırada kızardı sadece,hem de ço kızardı bazense. Duyguları değişkendi. Birdn gülebilir,ağlayabilir,ya da ikisini birden yapabilirdi.

Derin 18 yaşında genç bir çocuktu. Sessizlikten hoşlanırdı. Kendi başına kalmaktan çok hoşlanırdı, tek başına yapamayacağı şey yoktu. Müzik dinleyerek, bir şeyler yazmaktan çok hoşlanırdı. Konuşmayı pek sevmezdi ama çok güzel gülerdi. Gitarıyla saatler geçirebilirdi. O da Dünya gibi içki içmeyi severdi. Ama içki içtiği zamanlarda her şeyi unutmanın mı yoksa unuttuklarının açığa çıkmasıyla biraz daha olsun rahatlamanın mı daha iyi olduguna karar veremezdi. Fazla arkadaşı yoktu fakat sayılı arkadaşlarıyla gerçekten vaktini değerlendirmesini bilirdi, sevilirdi. Penalarının kaybolmasından ya da arkadaşları tarafından yürütülmesinden nefret ederdi. Yaşamayı severdi çünkü yapılacak çok şeyi vardı önünde. En büyük hayali bir gün kimseye haber vermeden gitmekti.

Derin, öyle de yaptı. Hayalini gerçekleştirdi.Bir sabah o uyanış anını yaşamıştı işte. Yatağından kalktı , saat sabah ondu. Bu pazar gününde annesi ve babası hala uyuyorlardı. Üstünü değiştirdi, küçük bir valizine bir kaç kıyafet koydu. Annesi ve babasını öptü. Kısa bir not bıraktı mutfak masasına. Sessizce evden çıktı. Amaçsız yürümeye başladı otobüs durağına doğru; nereye gideceğini düşünmeye başladı. Kadıköy otobüsüne bindi. Haydarpaşa tren garına doğu ilerlemeye başladı fakat önce gitmesi gereken bir yer vardı: büyük ada. Vapur saatine kadar etrafta dolaştı. Vapura bindi. Adadaydı. Bisiklet kiraladı ve sürmeye bşladı, uzun zamandır gelmemişti buraya; ne kadar da özlemişti büyüdüğü yeri!...Bisikletini sürüyordu ama düşünceleri resmen gözlerinin önüne perde indirmişti, neredeyse bakıyor ama görmüyordu. Sağa döndü. Dönmesiyle birine çarptı. Çarptığı genç kız bir metre ileriye yüz üstü düştü, bayılmıştı. Derin, genç kızı kucağına aldı ve sağlık ocağına gitmek üzere hızlı adımlar atmaya başladı. Bu sırada kızın güzelliğinin farkına varmıştı. Sağlık ocağında genç kız uyanana kadar bekledi, ciddi bir şey yoktu; sadece korkudan hafif bir baygınlık geçirmişti. Uyanması çok sürmedi. Derin, o uyanınca tekrar tekrar özür diledi; kız ona gülümsedi. 'Önemli değil' ded, 'bir şeyim yok,iyiyim'. Derin de ona gülümsedi. O gülümseyince kız da onun yakışıklılığının farkına vardı.

20090327

yok başlık falan

yok ki yok ki

bu aralar bi sorun var insanlarda.anlayamıyorum!anlam veremiyorum!verememde zaten çünkü çok saçmalar.
örneklerle renklendirmek isterim.
par example :)
babam ilginç davranışlarda bulunmaya devam ediyor.bir hafta önceki güzel kavgamızdan sonra 6 gün konuşmadık.dün dogumumu kutlamak için aradıgındaysa 'aaa ben sana küstüm' gibi bir tepki verdi :)
annem aradıgında aynen şunu dedi: 'canım dogumgünün kutlu olsun.bilet paranı yatırdım.ne çabuk bitirmişsin paranı' !!
:şokoldumsmiley :s

böyle işte.4 saat sonra yola çıkyorum,memlekete :) dönüşte bir iki gece de olsa eskişehirde kalsam keşke arkadaslarımın yanında.

istanbuldan bi süre uzaklaşmak yi olacak, çok bunalmıştım. değişiklik olacak en azından offf........

20090320

--

yok ki yok ki

ne kadar berbat olsa da gecen, sabaha güzel baslamayı bileceksin.cunku her yeni gun,yeni bir umuttur;belki de yeni bir baslangıc.
hayatının dönüm noktalarını olusturan şeyler de zaten güne nası başladıgınla alakalı değil mi?
ne yapacagımı bilemez halde dolasıp duruyorum evin icinde.bilemez bir haldeyim.evin her karışını dolaştım.tüm odalarda biraz sıkıntı da bıraktım.balkondaysa güneşin altında acılarımı bıraktım.işte yeni bir gün,işte yeni bir umut.yeni.daha nasıl iyi anlatılabilir ki?
unutalım akşamı.kalsınlar orda bütün hepsi.gitsinler, uzak dursunlar benden. çünkü ben de yeniyim.değil miyim?peki değilim.öyle olsun.
ama sanmayın ki hiçbir şey değişmeyecek.
bilmiyorum ne yapmam gerektiğini,bilemiyorum.nerden başlamam gerekiyo?NE YAPMAM GEREKİYO?

20090313

ne kadar yağmurlu bir gün,değil mi?

yok ki yok ki

yapacak çok fazla şey var!okumam gereken on kitap,sınav-ders-ödev,gidilecek yerler,oyun-prova-çalışma-saatler süren çalışmalar, ve zaman çok kısa ve çok çabuk geçiyor!
tüm dünyayı gezmek istiyorum,otostop çekmek,parasız dolaşmak,çalışmak,tüm dünyayı ve tüm hayatları öğrenmek istiyorum.yapmak istedigim o kadar çok şey var ki,ne hiçbirini yapabilecek gücüm ne de hepsini yapabilecek zamanım var.
çok çabuk geçiyor saatler of yavaşlasın!biri durdurmalı!

20090308

cebir-i yaşam

yaşamak!
ölüme üç kala
ya da geceyi beş geçe
on dört eşitine kadar yaşamak!
ya da kırk çarpanına bölünmüş
ya da hep yerlerde sürünmüş
ve yahut faktörüyelinin kareköküne kadar
toplamlarca yaşamak!
artılar bölümlere dönüştüğünde
-fakat eksiklikler tamken-
yahut yırtık bir ayakkabı gibi
tutsaklarca yaşamak!
sürgünlerden çarpanlarca uzak
sürüngenlere nokta kadar yakın
''mışçasına'' yaşamak!

ya da bilemedin
yaşamamak.

20090301

bir anektot.

eve geliyodum;az kalmıştı.eve gelmeme cok az kalmıstı.sacmasapan düşünceler eşliinde müzik dinleyerek sıradan anlardan birini yaşıyodum işte.sonra yerde birisini gördüm;genç bi cocuk,17 18 falandır yaşı.yere düşmüştü besbelli ve titriyodu!ben hayatımda daha önce hiç sara krizi geçiren birisini görmedim ki!nerden biliyim ki napıyım!napmalıyım bilmiyodum!yolda önümden geçen kız da (ki o da en fazla 20 yaşındaydı) 'ayş' deyip gitmesin mi?!bi yandan sinirlendim bi yandan da telaş içindeyim,yardım isteyecek birini bulamıyorum ki yolda...
sonra bi adam geldi,yardım etti; soğan koklatmak gerekiyomuş.ben soğan buldum ama buldum geldim diyene kadar cocuk ayılmıştı,kapalı genç abla da dua defterini açmış dualar okuyodu.
yani her türlü insan var.yardım etmek isteyip edemeyeni de, hıh deyip geçen giden salagı da,yardım edebileni de,dua okuyanı da.
evet,hıh deyip geçip gidenleri de var,ayş diyip iğrenip geçenleri de var,gelip izleyip tüh deyip yine yardım etmeden gidenleri de var.
var da var.
hepinize lanet lanet lanet.
oh be.
rahatladım az da olsa.
miserable people.

20090222

silsile-i saçmalıklar müsmilesi

amuda kalkmak istegi geliyo icimden hani her zamanki gibi,bilirsiniz,yapamadıgınız bi seyi yapma istegi.yani aslında hepimizin istekleri var evet cidden var.ama yapamadıgın seyleri yapmak istemek hem seni daha cok hüsrana ugratıyo hem de yapamayacagını bile bile yine de istiyosun ve bu da daha bi karamsar yapıyo.bkz ucmak.kendimi bildim bileli ucmak istedim.ama ucak olmadan,kendi kanatlarımla.yani kastım orkid de degil kanat derken.hani şu sırttan cıkan kanatlardan istiyorum,sinek gibi.etrafta vızır vızır ucusan bi ayla ahahhahh cok hos olmaz mıydı =))))
iste ondan sonra otobüste insanları incelerken düsündüm:ne kadar cok farklı seyler seyler var aslında.yani bu aslında hiç düşünmedigim bi şey değil aslında;çünkü bu benim her zaman kafamı karıştıran bi soru hatta sorun olmuştur.evet bu benim için bi sorun ları haline dönüştü;milyon milyarı insan,yani milyon milyarı dert sorun problem,milyon milyarı hayat ve kimsenin aslında birbirinden haberi yok.yani ben bunları yazarken kim bilir kaç insan tecavüze ugruyo ya da kaç kişi sevişiyo ya da kaç kişi ölüyo.bunları bilmek istiyorum ben,sahip olmadıgım her hayatı bilmeliyim.bileyim ki kendi egomu tatmin edebiliyim!!!!
neyse,sonuç olarak müzik dinlemek rahatlatıcıdır.ne dinledigine baglı gerçi ki bu da aslında o andaki psikolojine baglı.devrimci yanın tuttuysa özgün,efenime söliyim eger karamsarsan böle bunalım takılcaksan düş sokağı sakinleri,normal bi günündeysen blues yani bilmiyorum daha pek çok varyasyonu var.bu çizelgeyi sex pistols'tan massive attack'e,fink floyddan yavuz cetine kadar tasıyabilirim önemli olansa ne zaman ve nerde oldugu.
ne zaman ve nerde oldugu önemli aslında evet,çünkü her şeyin yersiz ve zamansız olmasını istiyorum.her şey yerli yerinde olursa insan olmanın ne anlamı var ki,yaşamanın bilincini kaybedeceksen ya da yaşadıgını hissedemeyeceksen.
üç noktadan oldum olası hoşlanmadım.yani bitmemişlik var onda,bi yarımsallık bi neme lazımcılık hatta bazen de.ama hayır,üç noktayı sevmem.ünlem işaretidir işaretlerin en güzeli.çünkü noktanın sahip olmadıgı o duygu ve heyecan sadece ünlemde vardır.bkz: ah!ooh!pfff!!!sieeeeee!!!! yaaa,yaaaa.işte böyle.
ünlem işaretlerini sevelim,kullanalım,kullanmaya teşvik edelim.evet,sanırım bu yazı bitti zra devam etmeye çalışmak çok yanlış olur.

20090219

20090213

huf

okul tüm ödevlerini de beraberinde getirdi.oyunun 3 haftadır provalarına katılamadıgım için yapmam gereken seyler var.param yok.her halükarda tüm haftasonu evdeyim ve haftasonu cuma gününü de tamamen kapsıyor benim için,çünkü cuma dersim yok.tey tey tey.bu harika bi şey.
(bu haftasonu için)taksim benim için bitmiştir!comme tayyip =)

20090206

denemecene

yeni bir ikili denemece!bira+dondurma.
bu saatte ne dondurmasi mi?dondurmanin saati olmaz ki!tabi birayla ne kadar guzel gidiyo,orasi ayri bi mevzu,simdi onu karistirmayalim lutfen.bunlar apayri konular olmakla beraber ayri konular olduklari da kacinilmazdir!

*mühim not: iki corek ve bir ari dogurdum.

*mühim not2: je veux fumer :(

here comes to rain again

bira sallanmis,kopuk dolmus.kopukler de kapak acilinca fiskirmis.geriye ise yarisi dolu sisede kopukler ve biraz da bira kalmis...
bu angel var ya,dinle ve uc yani o derece.bu sarkida her sey olabilirsiniz:kus olabilirsiniz,bocek olabilirsiniz,hatta hatta denizdeki bi dalga olup yok olabilirsiniz!!!o derece!!!bu sarkinin hödösü cok iyi yani...
yuksek sesle,sadece sana ait olan muzigi dinlemek harika bir sey!(bkz.kulaklik kullanmak).
eh anlasilacagi uzre basliktaki sarkiyi dinlemekteyim.hem de yuksek sesle hem de kendim tek ben!tek basina dinlemenin getirdigi bencillikle siz insanlara sunu rahatlikla soyleyebilecegimi dusunuyorum:sadece ben dinlicem!
sizinle beraber dinlememe gerek yok,sizin iyilik dileklerinize de ihtiyacim yok.o nedenle (bu bencilligim anlik degil) bana iyi gunler ya da cok yasa ya da saglikli yasa ya da iyi aksamlar ya da.....vs vs demeyin.cunku deseniz de demesenizde sizin ne dediginizi umursamadan yapacagim yapicagim her seyi ve bu da beni ve hayatimi degistirmicek.sizin benim iyilik dileklerime ihtiyac duymadiginiz gibi ayni;sizin iyi gunlerinize ihtiyacim yok!bunu sirf soylemek zorunda hissettiginiz icin soylemenizi istemiyorum,icten olmadigini biliyorum.
(now playing at freddy´s house-rubber nose)
neyse,bunlar ne yazik ki gercekler ah hah hah hahhhhh hahhhhh(kotu kadin gulusu).
yani demek istedigim su:benim dunyam gorgu kurallarini uygulamanizi zorunsuz kiilan bir dunyadir!lutfen nezaketen veya da sirf aliskanliktan gelen bu sacma seyleri odaniza kilitleyin benim dunyama girerken!
benim yarattigim seyler gecerli burda,siz dunyalilarin uygulamalari degil yani.
bu nedenle dunyaya ait her seyi evinizde birakin gelirken;giysilerinizi,duygularinizi,tutkularinizi,sevismelerinizi,sarhosluklarinizi.cunku burasi yepyeni duygularin ve tutkularin oldugu bir yer.burda dunyaya ait bir seye yer yok!

20090205

en guzel ask sarkisi oha

massive attack-angel

You are my angel
Come from way above
To bring me love
Her eyes
She's on the dark side
Neutralize
Every man in sight
To love you, love you, love you ...
You are my angel
Come from way above
To love you, love you, love you ...

hummm ok?

evet,cok fazla gunluk havasina burundun ve hemen bu durumdan kurtulman gerek.defterlerine nasil davraniyorsan,buraya da oyle davranman gerek,siradan bir gunluk gibi degil;ayni defterinmis gibi yani.
(now playing massive attack-safe from harm)
su anda ihtiyacim olan sadece iki sey kaldi:sigara ve bira.aslinda ne yaparsan yap,kimsenin ihtiyaclari bitmez.onlar olsaydi da tualete ihtiyacim olcakti falan filanlar.muzige takilip kaliyorum,her zamanki gibi.
((you can feel free))
evet,bira asirmanin vakti geldi bence.bakalim neler varmis.
evet bu dolap tam bir bira madeni!!veee biramizin adi daaaa hidir berk!(aslinda people call him like kinda warsteiner or sth).harika!acacak bulamadim!kapagini acamadigim bir bira ne isime yarar ki ama:(
neyse ben de acmadan icerim huh :p
hemen pes etmemeliyim!
evet harikayim,actim :)
tekrar muzik o zaman.
(massive attack guzel gidiiyör.then keep on listening to that group babe:)
mamma miaa!
o zaman bahsetmek istediklerime donebilirim,hazirim haydar!
evet,istemiyorum hayatimda hic bir sorumluluk.odevler,akrabalara karsi olan yukumlulukler,sirf yapilmasi gerektigi icin yapilan seyler istemiyorum.sanirim istanbulu biraz da bundan seviyorum.cunku orda yolda giderken birine selam vermek zorunda degilim;kaafami egdigim anda sadece ben olabilirim!
corumda ise (ki gercekten orayi sevmiyorum) yolda asla yere bakarak yurumemen lazim.kucuk sehirlerin en nefret ettigim ozelligi:eger yere bakarak yurumezsen tanidiklarini (ki yuzlerccedir) goremez ve selam veremezin!...
bu belki cok basit gelebilir okuyunca,ama bir muddet de olsa bu aciya maruz kalirsaniz ne demek istedigimi anliyosunuz demektir.bu artik size aci veren bir yukumluluktut cunku.ne yazik ki evet,boyledir iste.

bu sarkiya bayiliyorum okuyan :massive attack-angel.dinlemeden olmeyin!dinleyin ve sonra da ölün demiyorum tabi,kastim o degil-sanirim :p

hay lanet!alinganligim tuttu yine hayir ayla hayir yaa tutmamali!gecti ki!hem,teardrop on the fire,yani gecti! :)evet sanirim.
hayir.

neyse bunu da siktir et aman.sacma yaa sacma bence,sizce de bence mi?yani bazen hepimiz sacma degil miyiz... =)
icimden boyle bagira cagira sarki soylemek geliyo ama ne zaman soylesem herkes kulaklarini kapatiyo yaa,bu cok kotu bi sey :)
offf icim cok sIkILdI.gidiyorum.ama gidersem yapacak en ufak bir seyim bile yok.o nedenlen vazgecmek uzereyim.vee vazgectim.
sacmasapan seylerle uzattigimin farkindayim ama icimden geliyo bos bos kelimeleri siralamak.dur bekle yeni bir sey yazarsam aklima dogru durust seyler gelir belki.

20090204

hebele

buraya geldigimden beri ablamla bir dizi ve film izleme tufanina suruklendik,gidiyoruz.
dun -sonunda- issiz adami nette bulup izledim.
ve evet:filmi begendim.muziklerin guzel olmasinin yanisira sonu kotu biten ask filmlerini seviyorum!
evet bu harika bir ask filmi.
normalde boyle duygusalliklari pek sevmem.aslinda bunun gibi gise filmlerini de sinemada para vererek izlemeyi sevmem,eh vermedim de.ama bu filme gidilirmis,yani insanlar bu sefer hakliymis(!).guzel bir film.guzel bir ask.guzel bir son.
blindness (korluk) diye bi film izledim bugun de trende.o da guzeldi.evet,tavsiye ediyorum.
canlidizi ve direkizle nokta komlari seviyorum of evet seviyorum!!
ne adamin gotu boku mu yemis?
hayir.
biri birinin agzini opmus sadece.
neyse.
huh
teknolojiyi seviyorum!hem de en az ondan nefret ettigim kadar cok seviyorum!

20090129

volume 2


eveet yeniden gelmis bulunuyorum.bir onceki yazimdan sonra aile ahalisi ve dayimla frankfurtta cılgınlar gibi gezdik(!).hayır boyle dedıgıme bakmayın aslında o kadar da kotu degildi.burası kutu gibi,aşırı bi düzen var,demiş miydim?yollar birbirine paralel ve birbirine dik!trafik o kadar düzenli ve yollar o kadar geniş ki,15milyonluk nüfuslu istanbulda bu kadar geniş yollar yokken,650bin nüfusluk frankfurtta yollar hayvan gibi!ve inanılmaz derecede türk var,sürekli türkce konusan insanlar;kafelerde veya bi markette çalışanlar türkce bilir,ya da zaten turktur,yolda birine bi sey sorarsınız (bkz fotografımızı cekebilir misiniz) türk çıkar..bunun gibi bir suru olay daha:)

ilk cıktıgımız gun alısverıs merkezlerini talan ettik;elektronik aletler acayip ucuz!8gb'lık cillop gibi ipodları 70 euroya bulabiliyosunuz!bazı seyler de acayip pahalı mesela pil,4 tane pil 6 euro!bunlar meselalar.

dun de ablamla ben yalnız dolaştık,sokak sokak gezdik,fotograf cılgınlıgı yaptık ki donunce istanbula hepsini koycam feysbuka ehe:)

sonra da tüm frankfurtu gören bi yerde oturduk bira içtik.buranın birası efese cok benziyo,hiç yadırgamadım:)

bugün kilise falan dolaştık.

şuna belirtmem gerekir ki burası kesinlikle tarihi,gezilecek bi yer değil.göreceğiniz en buyuk sey heralde her yerde bisikletle gezen insanlar ya da sürekli skate yapan kaykaycı cılgın gencler=)

yani ben bu kadar modern beklemiyodum (bkz. 285 mlik gökdelenler)

o nedenledir ki en fazla mimarisi harika olan kiliseleri gezebilirsiniz ya da alışveriş merkezlerini.

binaların mimarisi çok güzel,evler çatısız genelde.

sonra büyük caddelerden birinin bi arka sokağı genel evler ve sex shoplarla dolu.yani gündüzün 3ünde bile insanlar hiç utanmaksızın o evlere girip sırıtarak ayrılabiliyo ehue=)hele bi tane ev var,o harika bi şey;balkonlarında seksi kadın heykelleri ve erkek müşterilerin heykelleri var =)eh resim de hak getire bu evin fotosudur.

bugün de efenime soyleyim cok ucuz iki cizme aldım allaam cennet mi ne:D
neyse yawww biraz da tanımadıgım insanların blogunu kurcalıyım yeter bu huh

20090126

volume1

evet bugun frankfurtun ilk gunu.henuy disariyi gormedim,ama onu da yapcam elbet :)
uzun uzun anlatcam ama henuz bi sey yapmadim ve usenmiyo da degilim hani...
evet dun ilk defa ucak yolculugu yaptim.eglenceli bir yolculuktu benim icin ama oyle ahim sahim degil,insanlar neden abartir ki ucak yolculugunu.ucak beklerken,valiy verirken.ucaktan inince,kontroller yapilirken ve valizleri alip ayrilana kadar cok tatli bi arkadas edindim kendime.adi zeynep,alti yasindaymis.normalde sinir oldugum bi yastir ama bu kiz dunya harikasi bi sey.zeynep,uykusunu boldugu icin anaokulunu birakmis,ogrendigime gore.tanismamiz da onun oyun hamurundan bize borek yapmasiyla gerceklesti zaten.ucaga binene kadar cilginlar gibi muhabbet ettik:)hizmamla ilgili konusmanin uzerine gobegine kocaman bir ejderha dovmesini istedigini ogrendim :)cok sirin degil mi:)ucaktan inince sarilisini gormeliydiniz,sanki yillardir gorusmeyen iki dostmusuz gibi sarildi bana.zeynep de boyle,sirin mi sirin bi kizdi iste.dayim aldi bizi ve 3 saat sonra tekrar havaalanina gittik.ablam gelmisti!!!!uzun bekleyisten sonra buyuk kavusma da gerceklesti.gece erken yattik uyuduk(saat 4 olmamisti).iste simdi de sanirim hazirlanma zamani falan.bu arada blog,ablamla 2-3 gunlugune amsterdama gitme ihtimalim var!!!ruyam gercek mi oluyo ne?!...

20090124

ne berbat bi gun!..oysa ki sabah kalktigimda ne kadar da mutluydum.simdiyse dunyanin en igrenc ozel(!) yurduna 5 aylik bi senet imzalanmis bi sekilde,mutsuz,sinirli ve mutsuz ve mutsuz bi sekilde oturuyorum.hayatimdan da,okuldan da,istanbuldan da,evden de,ailemden de,kendimden de,oooooooooooooofffffffffffffffff

20090122

zaman(!)

gecen gunlerde dusundum,hani hep bi sey soylenir;gune nasi baslarsan oyle devam eder ve ben bunu dusundum:o gun gune nasi baslamistim?uzun bi sure dusundum hem de,yaklasik bi on dakika kadar mutlu mu sinirli mi uzgun mu uykusuz mu enerjik mi bitkin mi,nasi baslamistim?sonra fark ettim.ben gune uyanarak baslamistim o gun.evet kulaga ne kadar basit gelse de bu cevabi bulmam on dakikami almisti.
daha sonra her zamanki gibi hazirlandim ve okula gitim-dersleri kacirmamaliyiz!yolda giderken -ki tam bir saat-bunu dusunmeye devam etmem icin yeteri kadar vaktim olacakti ne de olsa ve ben de oyle yaptim.bunu dusunmeye devam ederek yola koyuldum.
yolda giderken bir yandan da insanlari inceliyordum,aslinda sayilari gercekten azdi o sali sabahinda.otobus duragina vardigimda bu yargimin ne kadar da yanlıs oldugunu kanitlarcasina insan surusuyle karsilastim.her zamanki gibi herkes telas icindeydi ve otobusunu bekliyordu.genel olarak kaldigim yerde orta yaslilar ve lise ogrencileri bulunmakta,ki bu da telas icinde olmalarinin temelinde yatan nedendir.yani uni gibi aman derse girmesem de olur gibi bi rahatliklari yoktur.
sonra uskudar otobusum geldi ve bindim.o saatte tabi ki yine tikis tikisti;sanki tum anadolu yakasi avrupa yakasina hucum ediyordu!ama ben yilmadim ve o sIkIsIkLIgIn icinde otobuse bindim.herkesle burun buruna oldugumdan mutevellit dusunmeyi planladigim konuyu bir turlu aklima getiremedim.hala farkinda degildim gune aslinda uyanarak baslamanin ne kadar kotu oldugunun.
yirmi dakikalik otobus yolculugundan sonraki o on dakikalik yuruyusumde ise tek dusunebildigim sey aslinda sadece adimlarimdi;rahat rahat attigim adimlarim.
besiktas vapuruna bindim sonra.hava muthis soguk aslinda ama tinmadim,asilik yaptim ve ust kata ciktim.bu sefer de manzaranin guzelligi beni dusunmekten alikoydu.baktim da baktim.belki milyonuncu kez fark ettim:istanbul cok guzel bir sehir(bunu en belirgin fark ettigim gun kesinlikle sabahin alti bucugunda taksimden ortakoye yaptigim uzun yuruyustur).
bes dakikalik kisa manzarali yolculugum da bitmisti ama bu sefer de otobuse mi binsem yoksa okula yurusem mi diye dusundum.hava soguktu ama ortakoye otobusle gitmek bir uskudar otobusu faciasi daha yasayacaktim.ben de yurudum.ama o yolda da yolun guzelligi,cıraganin kapisi,besiktas anadoludakilerin bahcede kosusturmasi,sonbaharda sararmis dokulmus yapraklar,ciplak agaclar,yani kisacasi beni buyuleyen o yol beni dusunmekten alikoydu.
denizcilik meslek lisesini de gectikten sonra saatime baktim ve daha derse 5 dakikamin oldugunu gordum ve solugu deniz tarafinda buldum;evet sicak cikolata aldim kendime sabahin o soguk saatinde beni isitmasi icin ve sigarami yaktim deniz kenarindaki banklara oturdum ruzgara ve kiyiya carpan dalgalara inat.yine manzaraya dalmistim iste.arada deniz analarina bakip onlara aciyordum ama keyfime yine de diyecek yoktu.biraz gecikmeyle tunelden gectim ve kara tarafindaki sinifima girdim.bu sefer de ders telasi basladi,ve ben yine konumu dusunemedim.
sonuc olarak (bu yazidan cikarmaniz gereken anlami kendim aciklamaya karar verdim) o kadar cok gunluk seylere dalip gidiyoruz ki ne yaptigimizin aslinda farkinda degiliz.dusunemiyoruz.cunku dusunecek tek vaktimiz olan yollari da ya manzara ya sIkIsIkLIk o sureyi bizden alip goturuyor.iste buydu anlatmaya calistigim.

karnibahar ve sinirlenme durumu arasindaki dogru oranti

offf...bogulmak uzereyim.cok canimi sikmaya basladi artik ya yeter!bunalim donemlerimin(bkz. ergenlik) muzigini dinlemekten de sIkILdIm ayrica her seferinde.
ev igrenc kokuyo,annem berbat bi yemek yapiyo,ne oldugunu bilmedigim.karnibahar falan gibisinden bi sey heralde,soylemisti bana ama unuttum.ve bu koku benim sinir oranimi daha da artiriyo.
ama sunun farkindayim,50 yasima geldigimde de ayni sorundan cekicem.yani demem o ki ailem hatyatlarini devam ettirdigi surece (annem ve babam burda kastim aileden).hayir devam ettirsinler bu beni gercekten mutlu ediyo.ama uzaklarindayken (ki uzak yakin fark etmiyo hep ayni sey yaptiklari) bi nebze daha rahat olabiliyorum en azindan.
bogazim dugum dugum sevgili okuyan ama aglamak istemiyorum makyaj yaptim.bu durumda aglayinca oldugumdan daha bile cirkin olcam -tabi ne kadar dahasi varsa.
aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaagggggggggggggggggggggghhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh
evet aynen boyle bagirmak geliyo icimden.rayt naaawwww

-

nedir bu sürekli bi tanri'ya yakarma hali aylin hanim?isine gelince inanmazsin.ama 'allah korusun'lari ya da 'allah belani versinleri' iyi bilirsin.
yoksa surekli bi siginma ihtiyaci mi duyarsin? 'Yoksun ama var olsaydin sana bunlari derdim ' deil tabi ki bunlari soylerkenki dusuncen.sadece senin acizligin.hatta ilkoulda (7. 8. sinifta falan) sirf bu acizlikten -bi seye inanmis olma icgudusunden- dolayi reenkarnasyona inanmadin mi?
evet,aynen boyle yaptin.
bahanelere siginma simdi.yok,buyutulme seklinden kaynakli,alismis agzimiz bu laflara 'lar , yok efendim,insanlar bunu duymak istiyo yoksa benim ne işim olur 'lar...iste kocaman bir yalan.
amacim dine girmek ya da dini yargilamak deil aslinda.amacim herkeste en az bende bulundugu kadar bulunan bu inanmaya olan ihtiyacin varligini soylemek.tabi,ne kadar inanirsiniz ben bilemem ya da karisamam.ama sunu diyebilirim ki,bu bir gereksinimdir ;luks degil.
yani inanmamak bile bir inanctir (ne klişe bi laf).
of devamını getirmiycem
sunu diyerekten de kapatcam bu konuyu:
subhaneke.dinimiz.amin.

20090121

to be or to be

yorgunum ben.temel anlamda yorgun.gozlerim surekli bi kapanma cabasi icerisinde.tamam kapatiyim sorun degil hep yapiyorum.ama sonrasinda yine acilcaklar ve yine yorgun olcam.degisen bi sey olacagini pek zannetmiyorum acikcasi.
yarin suruyle isim var.istanbula donmeden (ki iki hafta sonra donecegim tekrar aslinda) burda bitirmem gereken seyler var.ah bi de akraba ziyareti bunu unutmusum.
yapmam gereken odevler de hala durmuyo degil aslinda.ama halim yok,dedim ya yorgunum.
5 ay oldu ama hala ne bir yurt ne de bir ev.besleme olmaktan sIkILdIm.eve ciksam da rahatlasam keske.boyle taksim civari ne guzelolurdu be.okuluma cok uzak da degil oyle.evet evet super olurdu.ama ev arkadasim yok,tek basima cikamam ki.ben kucugum kucuk bir kiz cocugu,tek basima nasi cikayim.yine de umudum var.umarim bu umut eyleme donusur zira fiilen gerceklestirmek super olurdu be sanal gunluk.
cidden uykum geldi.saat daha bir bucuk olmadi.az kaldi ama olmadi.yakinda o da olur.umudumu kesmemeliyim.olcak olcak.elbet bir gun.ev arkadasi da bulcam,ev de,odevlerimi de yapcam,derslere de tam gircem,bogazda sicak cikolatami icicem sonra da yorulmucam.sonra da evimden cikip kucuk beyogluna ya da muskule,evet muskul'e gitcem.sonra muskul 2. evim olcak.oooh,iki tane evim oldu bu uc bes satirda gordunuz mu?=)
nelere kaaadirrr.
of yeter be sIkILdIm.hamlamisim.son 5 aydir defterime de sadece 2 kez yazmisim onu fark ettim.eh bundan dolayi da yetenek (!) gitmis,sacmalamaya donmus.hadi hep beraber sacmalayalim o zaman.herkesin ucuncu bacagi ciksin.kovalamaca oynayalim.zor olurdu tahminen.zor kelimesini gercek anlamda kullandigimi da belirtmek isterim.
11 dakika kaldi.tik.tak.tik.tak.
o zaman haydi hep beraber amuda kalkiyoruz !

hakan kursun-bocek

Sonunda aynada beyaz saçlar
Sonunda sen ve ben uzaklarda
Dünyayı farklı bir perspektiften görmek isterim
Dünyayı ve suyun altındaki canlıları, görünmeyen
Yıldızları
Dünyayı farklı bir perspektiften izlemek isterim
Dünyayı kanatlarımı açmadan
Sonunda
Takip ederken bu anın belirsiz sonrasını nasır tutmuş gözlerim
Elektronik kültürün eseri olan ben
bir alevin gölgesine sığınıyorum
gözlerim yorgun kulaklarım yorgun
Mum ışığına davet ederken hayallerimi
sevgiyi ve aşkıTatmadan güne atla diyen karanlığın pisliğinden uzak durmalıyım
Kanatlarımı açmadan
Dünyayı farklı bir perspektiften görmek isterim
Uyum içinde
Bir Adım özgürlük parayla satılıyor
Sahil cehenneme çevrildi
Geçitlere ağ gerildi
Küçük insanların küçük hesapları bir devi çökertti
Evler eğrildi
Diller kavruldu
Aşk yasakları sardı bütün ülkeyi ve gece kayboldu
Bir çivi çaktılar yedi kişi
Bir kuyu doldurdular on kişi
Geçmişi unuttular şimdiyi unuttular
Küçük çıkarları için
Şimdi saklanıyorlar
Bir gökkuşağının sonunda
Sonunda
Aç, açÇiyee
Bütün dünyayı farklı bir perspektiften görmek için
Sonunda

20090120

sevgili gunluk =)

ah be canim cicim blog.bugun piéce de theatre izledim:sivas 93.ne de guzeldi o.yani olayi belgeselleriyle gayet susuyla busuyla izledigim halde bu oyun sanki hic bilmiyormusumcasina izlettirdi kendini,o dereceydi.
ama ben sana bugun ondan bahsetmiycem.neyden bahsetsem diye yorcam kendimi.bi sure kasarim ondan sonra bi cumle yazarim ve devami gelir diye dusunmekteyim.
aslinda yapmam gereken saatlerce bu blog denen seyin basında durmak yerine odevlerim olmalıydı.ne de olsa pazar gununden hatta cuma aksamindan itibaren yapamicam ulke sinirlari icinde olmayacagimdan mutevellit.ama icimden de gelmiyo acikcasi,yani boktan bi durum.
tam bu noktada bu yazinin bir gunluk ornegine donustugune yemin edebilirim aha buraya yaziyorum(parmak yalanir ve masaya surulur ooekk).o zaman tam bu noktada yazi bitmeli.baslamadan bitmeli.bitmece.

20090119

ruya

gecenlerde bir ruya gordum;isin garibi ayni ruyayi iki kez gordum.
ruyam o ki:
en yakin arkadasim zehra ile ben (ki ben de asli) zehranin meraki uzerine beyogluna,galatasaray lisesine giriyoruz.ama lise o gun ne hikmetse kapali ve biz de arkadaki duvardan lisenin icine pencereden giriyoruz.girdigimiz ilk oda buyuk kocaman otesi bir oda ama sadece bir yer yatagi,daginik bir yorgan ve yastik var.anlam veremiyoruz,diger odaya geciyoruz.diger oda ise bombos.tam o odadan cikarken biraz onceki yatagin sahibi bizi buluyor ve kovaliyor.bu zamana kadar okul bombosken biz okulun dis kapisindan kosarak ciktiktan sonra birden ogrenciler tenefus yapiyor oluyor ne hikmetse.bir sekilde biz o kovalayan amcadan kurtuluyoruz.ciktigimda liseden ve uniden kiz ve erkek arkadaslarimla bir sekilde hep beraber olmus oluyoruz tam balik pazarinin onunde.biz orda dururken zeki alasya ve metin akpinari goruyoruz ve fotograf cektirmek istiyoruz.uc bes fotograftan sonra onlar gidiyor fakat tam bu esnada nevizadeden 4-5 kisi elinde zincirlerle bize dogru geliyor ve olay cikariyor.liseden bir kac arkadasim ve universiteden bir kac kisi disinda birden herkes korkup kaciyor ve 15-20 kisilik bir gurup olan biz birden 4-5kisiye dusuyoruz.sonra zincirli adamlar biz kizlara cesitli tacizlerde bulunmaya baslamisken iki seferinde de korrkuyla uyandigimi hatirliyorum.
cok korkunc bir ruya degil mi sizce de?bir tane daha var boyle okullu ruyam.onu en son gordugumde 4.kez gordugumun farkindaydim ama su anda hic hatirlamiyorum.
hatirlamak da istemem,sanmiyorum.korkunctu o da ayni bunun gibi.
en az bunun kadar demem daha dogru olur hatta sanirim.
ruyalarim hep acayip olmustur.hicbir zaman ruyamda her normal insan gibi uctugumu gormedim.beni ya ejderhalar kovaladi ya da polisler.ya da en iyi ihtimalle sadece kedilerin canli kaldigi dunyada tek insandim.ya da bilemediniz aile fertlerim oldu.olum iyi bir sey degil.
sonra ben de bir kalem olmaya karar verdim.bombos beyaz sayfalara yazdim da yazdim.hep oynatildim.ama artik ben kalem degilim;artik ben bir silgiyim.her seyi silip atarim hem de ne kolaydir o.

pilavin hikayesi

cok ilginc : bir an mutlusun -ve sonra poff!!!soner gider senin isigin da her yildiz gibi.yildizabenzetmek tabi ne kadar dogrudur bilmiyorum-cunku yildizlar sonsuzdur biz insanciklarin tam aksine.
sahi mutluluk neye baglidir ki?en fazla bir sise sarap,otesi yoktur mutlulugun.evet yanlis duymadiniz,mutluluk artik sadece bir siseye bagli.cunku aksi taktirde mumkun degil mutlu olabilmek.insanlari goruyorum hepsi mutsuz.surekli bir acele bir telas icindeler.surekli yetismeye calisiyolar bir seylere ama bilmiyorlar:imkansiz bir sey bu istedikleri!
neyse.konuma donuyum.cok ilginc:bir an mutlusun sonra poff!!sondun iste sen de her insan gibi zeynep hanim.zeynep hanim sabah erkenden kalkar ve gunluk islerinin pesinden kosturur.sonra da bir agirlik biner onun omuzlarina: artik ona agir geliyordur bu gunluk sikintilar,gunluk mutluluklar (sizofren aska meektup-cezmi ersoz [sadece son 9 kelime]).
en ufak bir soz bile ne kadar da degistirebiliyor bi insanin mutluluguna bugun yuz bininci kez tekrardan anladim.aslinda ufak degildi ama olsun.cogu seyin yaninda hicbir sey olmasindan mutevellit kendimi daha da kotu hissetmeme yol acti.
biraz once buz gibi pilav yedim.soguktu.ama hava kadar soguk degil.
bazen boyle acayip bir seyler oluyor.her sey bir anda tersine donuyor.sonrasiysa...
ben devrik bir goz yasiyim.
akitin beni icinizden.
icinizden geceyim..
TANRIM OLMEK İSTEMİYORUM.
henuz cok erken her sey icin.uyumak icin bile.her sey,her sey icin cok erken.

dalgayim ben fuuuu

icimden yazmak geliyor,uzun bir zamandir ilk kez hem de.ama ne hayatimda bir degisiklik,ne de iyiye ya da kotuye giden bir durum var.tamamen 'notr'um ve bu hissiyatsizlik ve bu duraganlik icimde kocaman bir bosluk yaratti:bir seyler yapma istegi.
cogu insana gecenin gec bir saatinden sesleniyorum,nerdeyse saat ucu vuracak.ama ha yarim saat once ha yarim saat sonra.zamanin artik bir anlami var mi?zaman bir seyleri degistirmedigi surece yok,yok iste.bu kadar basit her sey.
kollarimi dolamak istiyorum,sonra simsiki sarmak ve birakmamak.
birine karsi degil bu ozlem.sadece bir sey olsun istiyorum.bir sabah uyandigimda 'evet,artik boyle olmali her sey' diyebilmek.
tutanacagin bir dalinin olmasi.
ya da olmamasi.
bosluk.kocaman bir bosluk bu,gittikce buyuyen.
ben bunlarla cebellesirkense olen insanlar.
ama ben acim.simdi nolcak?hicbir yiyecegin gideremeyecegi bir aclik bu galiba evet.cunku ben her seyin tadini bir kasik corbada aldim.hicbir yemegin gideremeyecegi bir aclik oldugunu,o bir kasik corbada anladim.
bugun korktum ben.yine.insanlar beni artik korkutuyor.dengesiz insan(cik)larsa beni hem korkutuyor hem dehsete dusuruyor.
bazen ne istiyorum biliyor musunuz?bir dalga olmak.denizdeki ufak bir dalga.herkesin hayatindan bir seyler alip kiyiya atan bir dalga.dalga deyip gecmeyin,hepimizin vardir sesinde agladigimiz bir dalgasi.
ben devrik bir dalgayim.kimse beni tutamaz,tadamaz.hayatinizdan gecer giderim.size bir sey veremem belki ama cok sey goturenlerdenim.uzgunum.

yeni

yeniyim ben,ozentiyim.boyle her gordugunu yapmak isteyen,kucuk cocuklar olur ya,onlardanim ben iste.ben sizden degilim.ama benim.defter tutmak yordu,biraz da burayi deneyim.kimsenin okumayacagi bir yazi,ardindan biri daha, ve ardindan niceleri.keske yazabilsem ben de.artik cumleler kisa,artik anlamini yitirdi birer birer.ben devrik hatice'yim.